Serdar Saydam - Bir Masal Gibi Larnaka
Description
pulled from site's meta descriptionserdar saydam kiÅŸisel web sitesi bir zamanlar larnaka
Domain Resolution
This domain resolves to the following IP addresses:This is an automatically generated AboutUs page for Serdarsaydam.com. Click the "Edit" button at the top of the page to make changes. Please read our Getting Started page if you need any help.
[[Category:kişisel web sitesi]][[Category:savaş]][[Category:13 Mart 1952 tarihinde Tuzla�nın Rum mahallesinde]][[Category:Anna isimli bir Kıbrıslırum ebe tarafından dünyaya getirilmişim... Nur yüzlü beyaz saçlı bu kadın]][[Category:onlara peniselin iğnesi de yapardı.
Tuzla�da kaldığımız 'Pludonos Sokağı No.66' adresindeki ev Larnaka Türk Belediyesinde çarşı amir ve kantarcı olarak görev yapan babam Ahmet Refik�e aitti. Etrafımızdaki komşuların hepsi de Rumdu. Bizden başka bu sokakta başka Türk aile yoktu.
Köşe başında eski tarzda kerpiçden yapılmış oldukça büyük]] [[Category:iç avlusunda birçok meyve ağacı ile çiçeklerin olduğu bu güzel evden iki kez göç etmek zorunda kaldık.
Göçmenliğin ne demek olduğunu ilk kez]] [[Category:1958�de]] [[Category:çocuk yaşta öğrendim. Tuzla�dan]] [[Category:Larnaka�nın Türk kesimindeki (İskele) bir eve kiracı olarak taşındık. Böylece ilkokula İskele'de başlamış oldum. 1960�ta Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilince]] [[Category:Tuzla�daki evimize tekrar geri döndük ve 21 Aralık 1963'e kadar burada yaşadık.
Fasariyalar başlıyor
21 Aralık 1963 olayları yani o zamanki deyimle "fasariyalar" başladığında]] [[Category:Tuzla�da ilkokul son sınıfa devam eden bir çocuktum.Yani oniki yaşındaydım. Türkler ve Rumlar arasındaki gerginliğin artması]] [[Category:olayların tırmanması üzerine okul müdürümüz Hayrettin Bey ve öğremenlerimizden Hasan Karabiber ile Erdoğan Şafi Alper bizi evlerimize erken göndermiş ve sokağa çıkmamamızı tavsiye etmişlerdi. Okulumuz ise Tuzla�nın Türk mahallesi ile Rum mahallesi sınırı üzerinde bulunuyordu.İngiliz döneminde yapılmış sarı renkli yeni bir binaydı.
Eve koşarak döndüm ve anneme durumu anlattım. O da endişe içindeydi.
İskele'de Belediye Çarşısını mevcut gerginlik üzerine kapatan babam ise erkenden eve dönmüştü. Daha sonra iki abim geldi. Bir kaç saat sonra ise yakınımızda oturan teyzemlerle anneannemler korkup bize gelmişlerdi. Böylece bizim evde toplam 10 kişi olmuştuk.
İki gün iki gece evde kapalı kaldık. Her taraftan silah sesleri geliyordu. Savaş başlamıştı ve bizim aile tek başına Rum kesiminde kalmıştı. Kapılar]] [[Category:pencereler kapalı endişe içinde bekliyorduk. Evde bir av tüfeğimiz bile yoktu. Pencere aralığından baktığımızda etrafta tanımadığımız silahlı EOKA�cıları görüyorduk. Bunlar bizim bildiğimiz insanlar]] [[Category:komşular değildi. EOKA�cıların bizi katletmeleri hiçtendi.
İkinci günün sonunda akşam üzeri karşıdaki Rum komşumuz bize gelerek babama tehlikede olduğumuzu]] [[Category:bunun için de acilen Larnaka�nın (İskele) Türk kesimine gitmemizi söylemişti. Babam da Hillman marka arabasının 10 kişiyi sığmadığını]] [[Category:yardımcı olunmasını rica etmişti. Bunun üzerine Rum komşumuz]] [[Category:Rum polisine telefon ederek Türk kesimimine gitmemize olanak yaratmıştı.
Nitekim bir süre sonra Rum polisi bizi almaya gelmişti. Babam]][[Category:teyzemin kızı Ülkü]][[Category:Akın ve teyzemin oğlu Ahmet ve ben ise Rum polisinin lacivert renkli Vauxhall arabasına binmiştik. Eniştem İsmail (Merttuna) ise açıkta kalmıştı. Garibim nasıl mı geldi? Çok ilginç. Onu orada bırakamıyacağımıza göre bir çare bulundu. Eniştem]][[Category:içinde bizim olduğumuz Rum polis arabasının refakatinde gece yarısı Larnaka�nın Türk kesiminin sınırı olan Larnaka Kalesi�nin yanına götürüldük. Daha sonra öğrendiğimize göre o gece esir alınan Rumlar�la bizi değiş tokuş etmişler. Bir süre akrabaların ve tanıdıkların evlerinde misafir olarak kaldık.
Çarpışmalar durduktan 15 gün sonra babam abilerim ve eniştem eşyalarımızı taşımak üzere iki kamyonla Rum kesiminde kalan Tuzla�daki evlerimize gitmişlerdi. Bu arada babam eşyalar gelecek diye İskele�de ev kiralamıştı. Ben ve annem eşyaları taşımaya gitmemiştik.
Akşam olmuş]] [[Category:heyecanla eşyaları taşıyan kamyonları bekliyorduk. Evet kamyonlar gelmişti]] [[Category:babam da gelmişti ama eşyalar görünürde yoktu. Ne olmuştu eşyalarımıza? Gerek bizim gerekse teyzemlerin evleri bazı Kıbrıslırum çapulcularca yağma edilmiş]] [[Category:bir kısmını da kırıp dökmüşler]] [[Category:kullanılmaz hale getirmişlerdi. Yeni aldığımız televizyon da paramparça edilmişti.O zamanlar televizyonlar daha yeni piyasaya çıkmıştı. Bu manzara karşısında zavallı annem düşüp bayıldı. Kockoca Ahmet Refik çaresizlik içinde ağlıyordu.Hepimiz ağlıyorduk.Ortada kullanabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Ne yatak]][[Category:ne de giyecek... Hiçbir şey! Kaçarken üzerimizde ne varsa o. O kadar...
Eski giysilerle ortada kaldık. Oysa yılbaşında giymem için babam bana çarşıdan siyah renkli deri bir ceket almıştı. Deri ceketi gözüm gibi dolapda saklıyordum. Deri ceket o zaman modaydı.O teleşla onu da alamadım. Giymek kısmet olmadı.
Bir hafta kadar daha akraba ve tanıdıkların evlerinde misafir kaldıktan sonra]] [[Category:her zaman minnet ve şükranla andığımız Hüseyin Usta (Yalçın) nın bize sağladığı eve yerleştik. Komşuların da yardımı ile evi toparladık. Zafer Sokak No 17 adresindeki bu evde 1974'de kadar yaşadık.
Ortalık biraz yatıştıktan sonra ise eski bir ev bozması binada İskele'de tekrar okula başladık.
Okul olarak kullanılan binada sabah orta ve lise (Bekirpaşa) öğleden sonra ise Atatürk İlkokulu öğrencileri öğrenim görüyordu. Çünkü olaylar nedeniyle okullarımız binalarını kaybetmişlerdi.
Nitekim]][[Category:Bekirpaşa ise Rum tarafında kaldığı için binaları kullanılamıyordu. Üstelik Bekirpaşa okul binası Rumlar tarafında yakılmıştı. Tuzla'daki ilkokul binası da sınırda olduğu için güvenlik açısından kullanılamıyordu.
Tuzla�dan İskele�ye geldikten sonra okulda uyum zorlukları yaşadım. Ancak sonra alıştım. Binbir zorlukla ve yokluklar içinde okuyorduk...
Herkesin otuz Kıbrıs Lirası aldığı]] [[Category:herkesin evindeki nüfusa göre TMT tarafından dağıtılan küçük yuvarlak �mücahit ekmeği�nin bölüşüldüğü o soğuk ve karanlık günleri]] [[Category:bir de giyemediğim yeni siyah deri ceketi unutamam.
Babutsalarda EÄŸitim
Ortaokulu bitirdiğimizde ise (1967/68) bizim sınıfı yazda askeri eğitime almışlardı. Onbeş yaşında artık biz de silah tutuyor]] [[Category:kurşun atmasını biliyorduk. Kısa boyumuza]] [[Category:çocuk halimize bakmadan artık biz de �mücahit� olmuştuk.
Larnaka�da bir çok olayda adı geçen ve �Babutsalar� diye bilinen]][[Category:ortası da futbol sahası kadar geniş olan alanda]] [[Category:babutsalar doğal bir duvar gibiydi � burası mücahitlerin eğitim alanıydı... Burayı çok iyi hatırlıyorum]] [[Category:hatta burada henüz 14-15 yaşlarında]] [[Category:�mücahit� kılığımla]][[Category:eğitim yaparken çekilmiş fotoğraflarımız bile var...
Bu öğrenci mücahitliğimiz lise sona kadar ve liseden mezun olduktan bir yıl sonraya kadar devam etmiştir. Bu dönem zarfında]] [[Category:sanırım lise ikinin sonunda Babutsalarda bir kez daha yazda iki aylık askeri eğitime tabi tutulduk. Liseden mezun olduktan sonra ise bu defa Köfünye'de bir ay komando eğitimi gördük.
Mücahitlik yaptığımız dönemde Larnaka Sancağında iki bölük vardı. Birinci bölük komutanı Naim Komutandı]][[Category:Hilmi Çavuş gibi mevzilerde nöbet tutmuş; mücahitler bandosunda da önce trampetci sonrada şef olarak görev yapmıştık. Larnaka'nın ilk Sancaktarı ise Turgut bey'di]] [[Category:Turgut Giray Budak. Olaylar başlamazdan önce Turgut bey]] [[Category:maarif müfettişi olarak ilkokulda bizi ziyaret ettiğini hatırlıyorum. Daha sonra esas görevinin askeri olduğunu anladık.Turgut beyden sonra gelen Sancaktar ise Bozdağ'dı. Çok sert biri olarak hafızalarda yer etti. Aklımda kalan tabur komutanları ise yine kod isimleri ile Binatlı]][[Category:Necdet Hüseyin'di.
Terhis edildikten sonra mücahitlik bursu ile 1970/71 döneminde Türkiye�de yüksek öğretime gönderildik. Bu sayede Orta Doğu Teknik Üniversitesi]] [[Category:İşletme Bölümü�nden 1976�da mezun oldum. Ancak Kıbrıs maceramız burada henüz bitmemişti...
Adanın Dört Bir Tarafından Çıkarma Var
Türkiye'de yüksek öğrenimde oduğum sırada]] [[Category:bilindiği üzere Kıbrıs�ta 15 Temmuz 1974�te Makarios�a karşı Yunan subaylarının darbesi olmuş]] [[Category:20 Temmuz 1974�te ise Herakat yer almıştı.Kaderin bir cilvesi sonucu bu olaylarda da Kıbrıs�ta bulundum.
Nitekim]] [[Category:tatil nedeniyle Türkiye�den feribotla Kıbrıs�a döndükten bir hafta sonra Makarios�a darbe]] [[Category:20 Temmuz�da da 1974 Barış Harekatı başladı. Bu kez üniversite öğrencisi olarak kendimi savaşın içinde buldum. Evet]] [[Category:20 Temmuz Cumartesi sabahı Rauf Denktaş Bey�in Bayrak Radyosu�ndan kendi sesiyle yaptığı çağrı ile uyandık. Larnaka�da Deniz Festivali�nin yani İskele Deniz Panayırının yapıldığı günlere denk gelen Harekat halk arasında büyük heyecan ve coşku yaratmıştı. Çünkü Ada�nın dört bir yanından Türk askerinin çıkartması başlamıştı. Ee]] [[Category:tabii Larnaka da sahil kasabası olduğuna göre askerin en kolay çıkabileceği Türk bölgesi ise bize göre bizdik. Tüm sokakları uçaklar görsün diye bayraklarla donattık. Ben ve arkadaşlarım (başta Halil olmak üzere) mücahitlik yaptığımız eski bölüklerimize giderek görev aldık. Mevzilere dağıldık. Aynı gün öğleye doğru silahlı çatışmalar başladı. Beklediğimiz Türk askeri bir türlü gelmiyordu. Çatışmaların şiddeti ise giderek artıyordu. Asker ve silah üstünlüğüne sahip Rumlara karşı ne kadar dayanabilirdik? Bayrak Radyosu müthiş bir propaganda savaşı veriyordu. Türk askeri havadan ve denizden Ada�ya çıkmış ve hızla ilerleme kaydediyordu. Ancak bir türlü Larnaka�ya gelmiyordu. Nitekim de gelmedi. Demek ki biz programda yoktuk.
Direnişimiz ertesi gün (Pazar 21 Temmuz) öğleye doğru sona erdi ve Larnaka teslim oldu. Teslim olma haberini ise iletişimsizlikten dolayı rastgele çevremizdeki komşulardan öğrendik. Bize söylenen �Kaçın da teslim olduk� idi. İnanamadık. Aklımıza ölüm geldi de teslim olma gelmemişti. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kalifaça diye anılan bölgedeki ileri mevziden çekilen arkadaşlarla bir sonraki olan bizim mevzide buluştuk. Yakınımızdaki boş bir eve girdik. Evin sahibi de arkadaşımızdı. Ancak ev sınıra yakın olduğu için evden kaçmışlardı. Üzerimizdeki üniformaları çıkarıp evdeki elbiselerden giydik. Silahların makanizmalarını söküp su kuyusuna attık. Bir anda sivilleştik. Sanki bir saat önce Rum�a ateş açan bizler değilmişiz gibi oradan koşarak uzaklaşmaya başladık. Nereye gideceğimizi de bilmiyorduk. Yolda rastladığımız birisi bize Cennet Sineması�na gitmemizi söyledi. Larnaka halkı oraya toplanmıştı. Yolumuz uygun düştüğü için birlikte olduğum arkadaşım Taner ile birlikte bizim eve gittik. İki gün uzak kaldığımız evde ne annem ne de babam vardı. Ev boştu. Demek bizimkiler de Sinema�ya sığınmışlardı. Hemen Cennet Sineması�na doğru koşmaya başladık.
Bu arada Rumlar�ın havan topu atışları tüm şiddeti ile devam ediyordu. Yolda koşarken sokakların terkedilmiş]] [[Category:sağa sola atılmış silah ve malzemelerle dolu olduğunu görünce işin ciddiyetini anladık. Teslim olduğumuz haberi gerçekti. Cennet Sineması�na vardığımızdaki manzarayı anlatmam çok zor. Ana baba günü. Mahşer... Herkes birbirinden haber almaya çalışıyor. Kim öldü kim kaldı. Doğru dürüst bilen yoktu. Bu büyük kalabalığın toplandığı sinemanın yanına]] [[Category:biz oraya vardıktan kısa bir süre sonra havan mermisi düşmesi soncunda ve evinin avlusunda bulunan tatlıcı Enver Dayı ölmüştü.O havan mermisi sinemaya düşmüş olsaydı kimbilir kaç kişi ölecekti. Nihayet sinemada ailemi buldum. Kucaklaştık.
Bir süre sonra ateş kesildi. Larnaka�nın ileri gelenleri (sancaktar]] [[Category:polis müdürü vs) Birleşmiş Milletler askerlerine teslim olduğumuzu]][[Category:Rumların bize bir şey yapmayacağını söylemişlerdi. Bunun üzerine evlerimize döndük. Annemin hazırladığı çorbayı içmeye fırsat kalmadan Rumlar sokaklarımızı işgal etmeye ve erkekleri toplamaya başlamışlardı. Filimlerde gördüğümüz işgal kuvvetleri bu kez gerçek olmuştu. Bizleri sınıra yakın Rum tarafındanki Ay Lazzaro kilisesinin önünde toplamışlardı. Sonra Lefkaridis�in otobüslerine bindirip stadyuma götürdüler. Stadyumda kimlik tesbitinden sonra sayım yapmışlardı. Uzun bir bekleyiş sonrası bir de baktık ki]] [[Category:haber alamadığımız bir grup arkadaşımız üniformalı elleri havada ve de perişan halde başlarında takım komutanları ile birlikte sahaya]] [[Category:yanımıza getirildiler. Meğer bizimkiler teslim olmamak için direnmişler ve ancak sonunda teslim olmuşlar. Rumlar da onları o halleri ile elleri havada sokakları dolaştırmışlar. Birleşmiş Milletler askerlerinin müdahalesi üzerine canlarını kurtarmışlar. Şimdi hep beraberdik. Babam]][[Category:Amerika�dan yeni dönüş yapan abim Akın]] [[Category:eniştem İsmail]] [[Category:amcan Mıstık ve bir çok akraba ve arkadaş... İskele ve Tuzla yani kısaca Larnaka halkının yaşlı]] [[Category:genç erkekleri tutuklanmıştı.
Esir Kampı
Futbol stadyumundan akşama doğru bizi otobüslerle başka bir yerdeki binaya götürdüler. Bu bina ise Tuzla�da Rum tarafında kaldığı için 1963�te terketmek zorunda kaldığımız Bekirpaşa Ticaret Koleji�nin binasıydı. Okulun arkasında ise Gençler Birliği futbol takımımızın maçlarını yaptığı futbol sahası vardı. Vakıflar�a ait bu büyük arazinin bir kenerında ise Türabi tekkesi vardı. Tekke�yi Rumlar daha sonra benzin istasyonu yapmışlardı.
Kısacası Rumlar bizi yine Türk malı olan bir yere tıkmışlardı. Etrafı dikenli tellerle çevrili ve BM askerlerinin denetimindeki bu yerde yaklaşık 860 kişi 66 gün esir kaldık. Esir hayatımız ise bir başka alem.
Esir kampında iken]] [[Category:üniversitede ve lisede okuyan öğrencilerin komite başkanı olarak]] [[Category:Birleşmiş Milletler�ve Kızılhaç görevlileri ile temasları yürütmekle görevlendirilmiştim. Güya öğrencileri daha erken serbest bırakacaklardı. O da olmadı ya. Tam tersine kamptan en son çıkan bizler olduk.
Mücahit komutanlarımız kamp içinde insiyatifi ele alıp iyi bir idari örgütlenme yapmışlardı... �Sabah ola hayrola� diye bize moral konuşması yapan ve günlük gelişmelerle ilgili bilgi veren Erol abiyi (Erol İbrahim Vitsadalı�yı) unutmak mümkün değil...
İkinci Harekatta ise çok korktuk. Kampın etrafını Eokacılar sarmıştı. İçlerinde ise Larnaka'nın ünlü Eokacılarından Gubbi ve adamları da vardı. Niyetlerinin bozuk olduğu her hallerinden belliydi. Nitekim Kızılhaçın bize yemek (raşın) vermesini harekat boyunca (14]][[Category:16 Ağustos) üç gün engellediler. Yani üç gün yiyecek vermediler. Yiyecek ve sigara sıkıntısı oldu. İkinci harekatta top seslerini derinden duyuyor]] [[Category:Türk uçaklarının yüksekten uçuşlarını görebiliyorduk. Türk ordusu Larnaka varoşlarına varmıştı.
Esir kampında iken Aleminyo ve Dohini katliamlarının haberlerini aldık. Aleminyo'daki katliamda okul karkadaşlarımız Ömercik (Ömer Ali) ile Mehmet Yücel'i kaybetmiştik. Çok üzülmüştük.
İkinci Harekat bittikten sonra Kıbrıs�taki durum netleşmeye başlamıştı. Nitekim radyo haberlerinden öğrendiklerimize göre güneyden kuzeye]] [[Category:kuzeyden güneye göç başlamıştı. Artık doğup büyüdüğümüz]] [[Category:arkadaşlarımızı şehit verdiğimiz toprakları can güvenliğimiz için terkedecektik. O günlerde kimse malını düşünmüyor]][[Category:esaretten kaçmaya çalışıyordu.
Kimisi parayla]][[Category:Türk tarafına kaçmaya başlamıştı. Rumlar da kuzeyden güneye... Kuzeye ilk geçen Larnaka Türkleri oldu. Leymosun ve Baf daha sonra geldi. Nihayet]] [[Category:66 gün süren esaretimiz Lefkoşa�da Ledra Palace Barikatı�na son dakika getirilen Rum esirlerle takas edilmek suretiyle sona emiştir. Niye son dakika diyorum zira otobüslerle Lefkoşa'ya gelirken radyodan esir değişiminin o gün iptal edldiğini öğrenmiş ve moralimiz bozulmuştu. Şansa bak...Biz en son kafile idik. Bizden önce çıkanlar vardı. Uzun süre otobüslerin içinde sıcakta bekledikten sonra Rum esirlerle değiştirildik...Yoksa geri gönderilecektik.
Bundan sonra ise kuzeyde iskan sorunu]] [[Category:göçmenlerin sorunları başladı. İskele Trikomo'ya]] [[Category:Tuzla Engomi köyüne yerleştirildi. Yerleşemeyen Larnakalılar ise Ada'nın muhtelif yerlerine dağıldı.
Esir kampından çıktıktan sonra öğrenimime devam etmek üzere tekrar Ankara'ya ODTÜ'ye döndüm. Anakara'da geçirdiğim süre ise Türkiye'nin en kanlı]] [[Category:en çatışmalı dönemiydi. Sanki bir savaştan çıkmış başka bir savaşa girmiş gibi olduk. Çok sükür bunu da sağ salim atlattık.Bu kadar olaya karşın hayatta kalabilmişsek ne mutlu bizlere...
Masal gibi
1958�lerde İngiliz sömürge idaresinin coplu]] [[Category:dikenli tel örgülü �örfi idaresi�nden (halkın deyişi ile Körfi)1960�ta kurulan kısa ömürlü Kıbrıs Cumhuriyeti�ne]][[Category:öğrenci mücahitlik]][[Category:silahlı çatışmalar]] [[Category:66 gün esaret ve esirlikten kurtuluş...
Şimdi bir masal gibi geliyor insana tüm bu yaşananlar]] [[Category:hiç yaşanmamış gibi.
Bir masal gibi geliyor bize Larnaka. Sanki orada doğup yaşamadık.Kapılar açıldıktan sonra ise Larnaka'ya gittim. Tuzla ve İskele sokakalarını adım adım dolaştım.Sanki yollar kısalmış eveler küçülmüş...Ne olmuştu bize böyle...Yoksa çocuklarımıza anlattıklarımız bir masal mıydı?
Not:
Daha önce bu köşede yer alan "Larnaka'da İktisadi Hayat" ile "Bir Zamanalar Larnaka'da Sosyal Hayat" başlıklı yazılar yeniden düzenlenerek ön sayfaya ayrı olarak taşınmıştır.]]
- AboutUs AutoGen
- Serdar saydam
- serdar
- saydam
- larnaka
- kıbrıs
- kuzey kibris
- güney kibris
- trnc
- north cyprus
- tuzla
- iskele
- hala sultan
- kale
- eski larnaka
- deniz yalsı
- larnaka sahil
- larnaka liman larnaka tuz gölü larnaka halkı
- larnakalı türkler
- rumlar
- esir
- bisikletiyle hastalarına gider
- annem
- teyzem
- nenem
- babamın arabasına; abilerim Göksel
- babamın arabasının arka tamponuna basarak ve yan tarafları tutarak asılı vaziyette
- ne yorgan
- Atatürk İlkokulu sınırda
- etrafı babutsalarla çevrili
- elde silah
- ikinci bölük komutanı ise Alper Kaymakam'dı. Biz ikinci bölükte
- Ermeni mevzisi
- Alptekin
- Güngör
- Vecihi yani Capon... Larnaka Serdarı ise Necdet bey
- evlerimize gitmemizi
- ben
- 15
- canını kurtarmaya
- kimisi kendi imkanlarıyla
- kimisi denizden
- kimisi karadan binbir zorluk ve tehlikelerle güneyden kuzeye
- 21 Aralık 1963 olayları
- barikatlar
- yokluklar
- sıkıntılar
- 1974 Harekatı
- üç kez ailece göçmenlik (1958
- 1963
- 1974)
